21 Şubat 2015 Cumartesi

dantel

 Beyaz çarşaflı yatağımda bir leke bıraktım tüm gece. Sağlam kalan son çay bardağı da çatladı. Doldurdum demlikten içtim dudaklarımın kanamasına aldırış etmeden. Şişmiş dudaklarla sokağa attım kendimi. Havanın aydınlık olmasına aldırış etmeden. Neyi saklayacaktım? Gözlerimin siyahlığını mı? Kanamış şişik dudaklarımı mı? Sararmış benzinimi mi? İnsanlardan neyi saklamam gerekiyordu?
  Kimse beyaz çarşafımı ve yatağın kenarına iliştirdiğim iç çamaşırlarımı görmüyordu sonuçta. Önemli olan onların görülmemesiydi. Yoksa benim ne önemim vardı. Önemli olan o çok severek aldığım siyah dantelli sütyenimdi. Giymeye kıyamadım yatağımın yanına iliştirdim. Fazla çirkindi vücudum giymek için.
  Çarşaflarıma bakmayın. Her gece eskittim. Her gece delirmeme tanık oldu. Biraz renksizdi ruhu. Ama iyi dert dinlerdi. Kurtarmak istedi ama olmadı. Çok çaba sarf etti ama ölümü engelleyemedi. O bembeyaz çarşafa kirli bir leke bırakarak öldüm ben. En çok da buna üzüldüm. Hiç silinmeyecek bir leke. Ben öldüm. Arkamdan bir not bıraktı. O sütyen en çok sana yakışırdı diye.

6 Şubat 2015 Cuma

Bir Plasebo Etkisi: AŞK

Dünyanın en gereksiz şeylerini yapıyoruz. Kendimizi üzüyoruz. Cinayet değil mi bu? Her şey yolunda giderken bir şeylere saplanıp kalıyoruz. Ya da elimizde mutluluk sancağı ile koşarken arkamızdan birinin fırlattığı ok göğsümüze saplanıyor. Çünkü koruma kalkanlarımızı açık bırakıyoruz. Birini sevdiğimiz zaman yeryüzünden siliniyoruz. Tüm o işleri yapanlar ruhsuz bir beden oluyor. Peki ruh o arada ne yapıyor? Kendine acı çektiriyor. İşte cinayet tam da bu. Her sabah uyandığında vücudunu ruhundan çıkarıp bir insanın peşine takmak. Hayatın değişiyor. Yürüdüğün yollar, dinlediğin şarkılar, yürüme tarzın, konuşma tarzın. Sen değişiyorsun. Gözlerin artık daha hareketli çünkü gideceğin her yer de onu arıyorlar. Kulakların hazır da bekliyor sesini duymak için. Onu gördüğünde ne sarılmamak için kollarına ne de sevmemek için kalbine engel olabiliyorsun. Tüm bu güzel duygular içinde sen gidip kendine acı çektirtiyorsun. Çünkü sen hiç gelmeyecek bir adamın ayak izini Kaldırım izlerinde arıyorsun.