9 Haziran 2014 Pazartesi

öyle şişirme dudaklarını dayanamaz öperim...

Tam karşımdasın.
Aramızda bir metre bile yok.
 Ben sana dokunmak istiyorum ama bu seninle sevişmek kadar imkansız.
Sen elinde bir şeylerle uğraşıyorsun.
Ne olduğu hakkında en ufak bir fikrim yok.
Çünkü ben senden başka hiç bir şeyle ilgilenemiyordum.
Gülümsemek ilk defa bu kadar anlamlıydı.
Kalbim!
Kalbime bir şeyler oluyor.
Fazla çırpınıyor orada.
Elini alıp kalbime götürmek istedim.
Eline dokunmak mı?
İntihar olmalı.
Seni izlemekten alıkoyamıyorum kendimi.
Dudağında ki o ufak ben.
Kimsenin haberdar olmadığı.
İşte o ben olmalıyım.
Sana yakınım.
Dudaklarına yakınım.
Ama öpemeyecek kadar uzak.
Hiç bir arabanın ulaşamayacağı kadar uzağım bugün sana.
Hiç varılamayan bir adayım.
Ama buralarda bir yerlerdeyim.
Ben adayım sen deniz.
Her yanım sen.
Her yolum sana çıkıyor.
Bir gün o batacak içten içe kaybolacak.
Geriye tek kalan bu basit yazı olucak.
Ve sana bunu atacak kadar cesaretsiz bir kadın olarak öleceğim.
Ölmek mi?
İlk defa korkutucu geliyor kulağa.
Sana son kez sarılamadan ölmek.
Sana doyamadan ölmek.
Şimdi gelip sarılsan ölmeye hazırımdır.
Ama kollarından ayrılırsan korkum başlar.
En güzel şarkılarda ki hatırlanan en güzel adam,
Yanaklarında ellerimi gezdirmek vardı şimdi.
Yine sensiz Haziran.
Bugün her zaman ki gibiydi gülüşlerin,
Bir daha aşık olmak için ideal.
Ve sevdiğim gibiydi çenen.
Bunu en iyi sen bilirsin.
Bu yüzden işte...
Kirli sakalından öperim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder