13 Kasım 2014 Perşembe

Ben hep radyo programcısı olmak isterdim..

 Eskiden yorganın altına girer radyo dinlerdim. Teker teker istasyonları ararken aralardan sevdiğim şarkıları duyar bitmelerini bekler aradığım istasyona öyle dönerdim. Arada bir cızırdardı kulaklık girişiyle oynar düzeltirdim.Güzel sohbetler olurdu. Aynı anda belki de on binlerce insanla aynı şeye gülümsüyorsun, aynı şeyi düşünüyorsun, aynı şarkıyı paylaşıyorsun. İnsan fikirlerine önem verirdi radyo programcıları. Sms atılır düşüncen okunur,yorum yapılır sana başka biri sms atarak atıfta bulunurdu. Saatlerce dinler öyle uyuyakalırdım. Çok değil 5 yıl önce falan yapardım ya da yapardık bunu.
  Ama şimdi içinde olduğumuz toplum yapısında büyük alışkanlıklarımızdan vazgeçtiğimizi görüyoruz. Ne yazık ki radyo da bunlardan biri. Bunun geçmişi büyük kutulardan evlere ulaşan sanat müziklerine dayanıyor tabi. Ama biz telefon modellerine yetişebildik ne yazık ki. Artık insanların zevk aldığı şeyleri 'akıllı telefon' başlığı altından milyarlara satılan telefonların içine sıkıştırıp veriyorlar insanların eline.. Appstore-Google Play vb. tekno marketlerde sunuyorlar. Bi kısmı ücrete tabii, bir kısmı ''HESAPTA'' değil. Bir radyoyu bile internet ile dinliyoruz artık. Zevk aldığımız her şeyi ücretlendiriyorlar. Maneviyatın önüne maddiyat geçiyor. Farkında olmadan gelişen teknoloji ya da gelişen diğer toplum organları ile yuvarlanıp değişime uğruyoruz. Farkında olmadan karakterimizden ödün veriyoruz. Sevdiğimiz şeyleri elimizden almalarına biz izin veriyoruz. Artık dinlediğimiz şarkılar bile buna göre şekillenmiyor mu? Tekno müzikler,elektro ritimler, trap,dubstep müzikler. Yeniliklere karşı olmak da doğru değil. Ama yeniliğe kapılıp giderken geçmişi arkada bırakmak da doğru değil. Hepsinden biraz biraz meze yapıp konmalı sofraya. Yanına da bir duble rakı. Eşlik ederse de bir Müzeyyen Senar keyfe diyecek yok tabi.Sanat müzikleri meyhane müzikleri olarak lanse edilmemeli artık. Bu yüzden sanat müzikleri sadece bir alkol zevki olarak kalmamalı insan hayatında. İnsanlar artık sevdiklerine nasıl şarkılar armağan ediyor peki? İçlerinde sövüp sayan şarkılar ya da devamlı aşka isyan eden şarkılar uygun mudur bu duruma? Sanırım artık günümüz şarkıları duygularımızı da yontuyor.
  Sarı yapraklı kitaplar yerini elektronik ekranlara bırakıyor. Görmüşsünüzdür televizyonlarda,otobüs duraklarında reklamlarını. artık ayda belli bir fiyata teknolojik araçlardan kitaplar okunabilecekmiş. Yapmayın şöyle şeyler. Elinle dokunup hissedemediğin, koklayamadığı kitaba kitap denir  mi arkadaşım. Beyaz bir ekrandan nasıl bir duygu alabilirsin ki sen. Kullanım amacına aykırı şeyler. Ha illa böyle bir hizmet sunmak istiyorsan bunu insanları artık gerçeklikten uzak bir hayata yönelterek, bir kutuya bağımlı kalarak değil de hayatında kitap okuyamamış kişilere sun. Görme engelli bir çok bireye bu hizmeti ücretsiz olarak ver mesela. Artık insanlar maddi çıkarları için başkalarının duygularını yontmamalı. Ve bir birey zevk aldığı şeylerden vazgeçmemeli. Dediğim gibi geleceği kendini ne kapatmalı ne de geçmişe sırtını dönmeli. Her şey kıvamında olmalı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder